Wellness 2023 ve 2024‘e Doğru

Son birkaç yıldır Wellness’ın dogmalaştırıldığını, bilimden ziyade inançla ya da trendlerle yönlendirildiği bir era’yı yaşadık. Yaşamlarımızı ve vücutlarımızı optimize etmenin yollarını aradık, herkes her şeyi biliyor ve size parmak sallıyordu. Et yemediniz, peynir süt tüketmediniz, her gün spor yaptınız, spor salonu üyeliğiniz var, herkes gibi yoga eğitimi aldınız, grup eğitimlerine katıldınız. Mükemmel olmak için her şeyi yaptınız. Biraz tarikat ritüellerine dönüştü her şey ve nihayetinde mükemmel yaşam, aile hayatı, vücut ve güzellik arayışında daha da stresli bir hayatın peşinden koşuyorsunuz.
‘Church of Wellness’ denen era'yı bitiriyoruz. Bitirmeye niyet ediyoruz. Tüketim odaklı ve bireyselliğe odaklanan sağlıklı yaşam modellerinin pandemi ile beraber daha erken bir dönemde döngüsünü tamamladığını düşünüyorum. Pandemi süreci hızlandırdı çünkü herkesin istediği düzenli izole ve bireysel yaşamı sundu. Evde pişen sağlıklı ve mükemmel yemek, düzenli spor ve sağlık odaklı iki yılın ardından yaşam yine dengesizlikte uyuma evrildi. Bu demek değil ki, mükemmeli arayış bitti ya da görsellik odaklı estetik ve güzellik pazarlaması azalacak. Fakat hedonizm geri dönüyor. Belki yetmişler, çiçek çocuklar dönemi gibi ruhsal, zihinsel, fiziksel olarak daha çok eğlence, zevk ve lezzet odaklı bir era’ya giriyoruz. Bu savrulmaları aslında tahmin edilebilir buluyorum çünkü dünya dengesi muhafazakar bir sosyal yaklaşıma kaymışken zıttının oluşmaması mümkün değil. Doğanın dengesizliğindeki denge bu şekilde oluşuyor. Bu denge bireysel, aile, toplumsal ve nihayetinde globalde hem sosyal yaşamda, hem habitatta, hem doğada bu şekilde ilerliyor. Fikrin öncüsü ise ben değilim tabiatın tam kendisi.
Özellikle Wellness’taki bu sıçrama ekonomik sebeplerle ilgili. VIP Wellness uygulamaları ve mükemmel sağlığın sosyoekonomik farklılıklar sebebiyle ayrıcalıklı olması, sağlıklı bir yaşamla ilgili yeni bir yaklaşım yaratacaktır. Yarattı. ‘Smoking is back’ diye bir saptama okudum bir makalede ve özellikle 20-30 yaş aralığının rafine sağlık alanının dışına çıkmak istediğini özetliyor: et-sigara-yağlı gıdalar geri dönüşte ve kruvasan avokadoya karşı gücünü geri kazandı demek mümkün.
Global Wellness Institute (GWI)’ün Global Wellness Ekonomi 2023 gözlem raporuna göre pazar büyümesi devam etti. 2024 yılında yüzde 8.6 büyümeyle de devam edeceği öngörülüyor. Wellness ekonomisini ilaç ekonomisinden kat be kat fazla olduğunu not etmek isterim. Bu rapora göre Wellness özellikle fiziksel egzersiz, ruhsal sağlık, termal merkezler ve Wellness odaklı emlaklar alanında gelişme öngörüyor. 
Wellness, tüketiciler için bir değer ve değerini yitirmeyeceği de kesin. Bu sonuçlara uzun bir yaşamı sağlamak için yapılan çalışma ve yatırımları da ekleyebilirim. Benim gözlemim bu sene ve takip eden senelerde özellikle modern tıbbın da dahil olduğu, vitamin ve takviyeleri, ilaçlar, enjekte edilen bileşimler ile daha uzun ve kaliteli bir yaşamın mikro adımlarını tecrübe edeceğiz. Daha milimetrik hesaplanmış bir yaşam kurgusundan bahsediyorum. Mesela vitamin şotları, biyolojik yaş testleri, peptit enjeksiyonları, Ozempic gibi kilo vermeyi hızlandıran ilaçlar, belki derinin kolajen miktarını arttıracak bileşimler. Vitaminlerin kişiye özel testleri ve yüklemelerin yapılması gibi birçok günlük rutinlere girebilecek bir sağlıklı yaşam notu da düşmek isterim.

Mental sağlıkla ilgili olarak yine vitamin desteği, sosyal medya tüketimiyle dağılan dikkatin odaklanabileceği takviye ilaç ve destekleri, beynin zihinsel gelişimi için üretilen içeceklerin de yine Wellness pazarında yerini alacağını düşünüyorum. Ölümsüzlük ilacını ya da ab-ı hayatı bulamayacağız belki ama yüzlü yaşları fiziksel olarak sağlıklı, hareket kabiliyeti sınırlanmamış, beyin kapasitesi küçülmemiş bir şekilde karşılamak yakın gelecek için mümkün görünüyor.
Wellness ile ilgili benim aradığım yaklaşım üretim ve hareket odaklı bir yaşam. Ve bu yaşamın bir ustalık getirdiğini düşünüyorum.
Kadim bilgelik sağlıkla ilgili alanlarda unutulmuş görünüyor, fakat sağlıklı bir yaşamda sosyal düzenin, günlük sağlık rutinlerinin ve sağlıklı sosyal ilişkilerin geleneksel aktarımla süreklilik sağladığını düşünüyorum. Modernleşme süreci bu aktarımı sekteye uğrattı. Çünkü biz ofis ortamına, sürekli çalışma odağına, doğadan bu kadar uzak olmaya ve sınırlı sosyal ve günlük bir yaşama alışkın değiliz. Güneş temasının azlığını da eklemek isterim. Epigenetik aktarımımız, atalarımızın gen mirası farklı bir hayatı yaşadı ve öz kodlarımızla günlük yaşantımız hem hız, hem içerik, hem ritüeller, gıda çeşidi, tedavi yönetimi dahil olmak üzere oldukça farklı. Yoğun ruhsal problemler, çatışmalar, stresli ve huzursuz bir hayatın olması bana şaşırtıcı gelmiyor. Dahası söylediğim anda itirazların yükseleceği şu gerçeklikten çok uzaktayız; su, gıda, barınma ve ısınma ücretsiz olmalı. Bu haklar ne zaman ki bireylere iade edilir, o zaman gerçek ve anlamlı bir Wellness ve uygulama alanlarını konuşmak mümkün olacaktır.
Diğer bir konu ise insanların üretimden ve beden işçiliğinden uzaklaşması. Bedenin de çalışması ve hareket etmesi gerekiyor ki sporun modern yaşamda çok önemli yer edinmesine sebebiyet veriyor. Üretmenin, zihin gelişimi ve ruhsal denge ile ilişkisi var ve üretimden kastım zihnin çalışması, proje üretmesi, anladığımız beyaz yakalı iş hayatı değil, üretimden kastım fiziksel bedenin de dahil olduğu ürünü görebildiğiniz (Tangible) bir üretim. Yemek yapmak, temizlik yapmak, bitki ekmek gibi fiziksel her türlü eylem. Fiziksel ve zihinsel yorulmayan, üretmeyen bireylerin ruhsal arayışlarının ve problemlerinin artmasını doğal buluyorum. Bu sebeplerle ruhsal sağlık Wellness sektöründe önemli bir yer ediniyor. Zamanla da artacak. 
Bilim hareket etmekle, zihinsel ve ruhsal gelişim arasındaki bağı fark etmeye ve daha da önemlisi bilimsel ispatını sağlamaya başladı. Biz yürümek içinde evrildik ve daha çevik ve incelikli bir dinamik için evrimleşme sürecine giremedik. El işçiliğindeki kabiliyetlerimizi daha incelikli ve çeşitli biçimlerde geliştiremeden, endüstrileşme süreciyle gelen modernleşmenin ortasına düştük ve dengeyi henüz bulamamışken, zihinsel evrimin ilerleyişini, zihinsel ve ruhsal kapasite sıçramalarını göremeden yapay zekayla tanıştık.
Tüm bu sebeplerle zihin ve beden dengesinin, sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşamın hareket ve üretim odaklı olduğunu fark edeceğimiz bir döneme giriyoruz.

Sevgiler
Deniz


Discover more from DO Wellness

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a comment