Sürdürülebilir bir yaşam mümkün mü, bu soruyu sorma zamanı geçti.

LinkedIn anket sonucu

Tüketiciler ve özellikle geldiği dünyadan ya da geriye bırakılandan hoşnut olmayanlar (Gen Z diye ayırmıyorum, ortak bilinç kümülatiftir), sürdürülebilir bir yaşamın peşinde şirketleri zorluyor. Üretici firmalara bıraktıkları karbon izini, geri dönüşüme katkısını, iklim değişikliği için ne yaptığını soruyor. Sormalıyız.

Peki biz aktif sürdürülebilir yaşam için neler yapabiliriz?

Bir bireyin ekolojik ayak izini şöyle tanımlayabiliriz: neyi alıyoruz, nasıl alıyoruz, nasıl seyahat ediyoruz, nasıl çalışıyoruz, ve nasıl eğleniyoruz dahil, bu soruların cevapları bizim çevrede bıraktığımız kalıntıları görmeye yetecektir.

Yakın dönem senaryolarında fazla besin atığının cezalandırılması, kısa mesafe uçuşlarının yasaklanması, hane başına su kısıtlamasına gidilmesi, meyve-sebze ithalatının kısıtlanması gibi bir çok uygulama ile karşılaşacağız. Bazı Avrupa ülkelerinin ve özellikle Güney Kore’nin dizi filmlerde olduğu gibi, çevreye duyarlı bir yaşamda da, öncü olduğunu gözlemliyorum. Ve bahsettiğim bu önlemlerin çoğunu yaptırımlarda farklılıklar olmakla beraber uyguluyorlar.

Birey olarak bölgesel üretilen gıda ve tarım ürünlerini almak, hem yolculuk süresini kısaltacak, saklama süresini azaltacak, kimyasal müdahaleyi azaltacak,…, mevsimsel meyve sebze tüketimi kimyasal işlemi azaltacak, lezzet ve besin değerini arttıracak, hormon dengesini düzenleyecek, gıda atığını ölçülü tüketim ile azaltmak kaynakların doğru kullanımını sağlayacak, enerji tüketimini azaltmak, gün ışığını kullanmaya odaklanmak çevreye verilen zararı azaltacak, sürdürülebilir kıyafetlere yatırım yapmak hızlı moda anlayışının azalmasını sağlayacak, plastik atığı azaltmak dönüştürülebilir bir yaşama hizmet etmek için başlıca öneriler. CBS International School 58 maddelik sürdürülebilir bir yaşamı mümkün kılan bir liste oluşturmuş ve buradan erişebilirsiniz.

Ayrıca United Nations’ın 2030 hedefi olarak maddelendirdiği sürdürülebilirlik amacına hizmet eden tanım ve içeriklerine buradan erişebilirsiniz.

Global bir arayışın içerisindeyiz, bu arayış çevre ve doğal hayatı koruma isteğinde en naif yaklaşımı içerdiği gibi popüler kültüre de hizmet etme amacını barındırıyor. Madalyonun her zaman iki yüzü var, insan için de organizasyon için de, saf ve iyi niyet öncelikli olmayabiliyor. Türkiye de coğrafya olarak hem küresel problemlerden hem de ekonomik problemlerden dolayı vahşi bir tüketim ve yaşam algısını değiştirmek durumunda. Üretkenlik açısında oldukça verimli topraklardayız, paylaşmayı bilen bir Anadolu kültürümüz var. Gıdanın değerini bilen bir ev içi tüketim kültürü ve aktarımı var. Askıda ekmek gibi bir uygulamayı yapabilen bir toplum kodları var. Hepimiz buna aşinayız ve gördükçe çoğaltabiliriz.

#idowellness

Deniz


Discover more from DO Wellness

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Leave a comment