Öz: Kendine iyi davranmak!🇹🇷

Yeni Yıl ve Yeni Ben

3. Hafta: 16 – 23 Ocak 2018

‘Kendi kendine konuşmak deliliktir’ denilerek büyüyenler ses verin. Seninle aynı gizli kulüpte üyeydik ve elbette kendi kendimize konuşuyorduk. Deli olmayı da seve seve kabul ediyorum ve özellikle ispatı bu kadar kolaysa. Delilik benim için bir dürtü, olmasa sanırım hiçbir zaman şunları yapamazdım: yamaç paraşütü, kaya tırmanışı, ya da uçak kullanmak, dağcılık, hikaye yazmak ya da bir çok diğer şey gibi mesela kalabalığın önünde çıkıp birilerine itiraz edebilecek kadar cesur olmak… Belki, sonuncusu biraz tartışılır bir durum. İnsanların fazla dürüstsün dediklerini anımsıyorum bu tip durumlarda, her şeyi söyleyemezsin dediklerini de, diplomasi diye bir şey var diye kaşlarını kaldıranları da… Hey! Dur orada lütfen; bu bir derleşme yazısı değil, ayrıca sana kendimi anlatmaya hiç niyetim yok. Sadece dikkatini çekmek istedim ve buradasın. Hadi başlayalım.

Üçüncü haftaya hem çok mutlu hem de zorlanarak girdim, yazmak istediğim milyonlarca şey var ve içimde bu kadar tuttuğumu bilmiyordum. Ve bu programın bir akışı var ve kurguladığım akışın dışında da kalmak istemiyorum. Bilimsel gerçekler ve sağlık üzerine araştırmalar oldukça ilgimi çekiyor ve paylaşmak istiyorum, fakat ya yazılı olmayanlar. Ya hissetmek için harcadığımız onca çaba, hayata dokunma ihtiyacı…

Aradığın özü bulmak ister misin?

Her lezzetli yemeğin içine giren, her güzelliğin aurasında yer alan, her muhteşem hikayenin satırlarında, her iyi insanın içinde bulunan şeyi bulmak ister misin? Aklına gelen ilk şey değil: Hayır! Sevgi kesinlikle değil.

‘Be kind!’ bu zamana kadar en işlevsel ruhsal yaklaşım ve basit; Osho’yu, Rumi’yi, pozitif psikolojiyi, iyi enerjiyi, güçlü olmayı, anda kalmayı, vs vs vs, hepsini at bir kenara. Daha doğrusu özellikle Instagram’da dolaşan olumlamaların hepsini. Kötü oldukları, yardımcı olmadıkları için değil; olumlamaları okumayı bırakıp, kendinle şefkatle konuşan bir ses olman için.

Biliyor musun, sen bir elmanın kırmızı olduğuna inanmıyorsan o elma asla kırmızı değildir. Gün gelipte sen onun kırmızı olduğuna inanmak isteyene kadar. Senin için dileğim; elmanın kırmızı olduğuna ikna olacağın değil, kırmızı olduğunu keşfedeceğin bir hayat yolculuğu yaşaman. Bu yolculukta sana eşlik edecek bir iç sesin olmalı:

Sevgili Deniz,

Sen bu elmanın kırmızı olduğunu düşünmeyebilirsin ve ne mutlu ki buna karar verecek tek kişi sensin. Biliyorum herkes buna itiraz ediyor, sen ise farklı hissediyorsun. Bilmelisin ki bu normal bir durum ve bu bir kural değil. Demek istediğim bu konuda fikrin değişirse, bir sabah elmaların hepsi kırmızı gelirse o gerçekliği kabul edebilirsin. Buna sen karar verebilirsin. İnsanların seninle aynı fikirde olmaması da normal, onlara da saygıyı göstermeyi tercih edebilirsin. Belki onlarda bir gün elmanın kırmızı olmadığını düşünebilirler.

Bu metinlerde yer alan elmanın kırmızı olmadığı önermesini çıkar ve zorlandığın herhangi bir durumu koy, hayatın seni zıtlaşmaya ittiği, farklı olduğunu hissettiğin… Kendini eleştirmeyi bırak. Olduğun halini kabul et. İç sesin bir çocuğa seslensin: lütfen o çocuk sen ol.

İç sesin bir çocuk olduğunu unutmamayı ve dünyayı o basitlikle algılamayı seçebilirsin. Hepimizin ve dahil olduğumuz her şeyin özünde işte sadece bu gerçek var: kendine iyi davranmak! Bu kadar basit mi, bu kadar basit.

Kendi kendine konuşmak deliliktir. Ne güzel!


Discover more from DO Wellness

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

3 thoughts on “Öz: Kendine iyi davranmak!🇹🇷

  1. İyi akşamlar Deniz Hnm !! Kendikendine konuşmak her insanın yaptığı bir aslında farkında olmadan istem dışı yaptığımız bir refleks!! Ama kime sorsan ben delimiyim kendikendime konuşayım der ,,. Aslında bi terapi biçimidir kendinkendine konuşup haykırmak vs vs ,,,, Elma konusu O tamamen kişisel elma 🍎 🍏;) sevgiler

    Liked by 1 person

Leave a reply to Cem kültem Cancel reply