The Walking Letter

Issue 2: “O Captain! My Captain!”

Okuldan uzaklaştırılan edebiyat öğretmeni John Keating’i, öğrencileri ayağa kalkarak şu sözlerle uğurlar: “O Captain! My Captain!” Dead Poets Society (Ölü Ozanlar Derneği) 1989.
Ölü Ozanlar Derneği, popüler kültürde etkisi olmuş filmlerden birisi, günümüzde duygusal karşılığı azalmış olsa da şunu sorgulatır: Büyürken içimize ateş gibi düşen anarşi, başkaldırı bilinci nasıl da hızlıca kaybolur ve sessizliğe gömülürüz. Çocukken içimdeki soruları ateşleyen bir film olmuşken, yakın zamanda izlediğimde sessizlik ve sessiz kalanlar üzerine düşünmeye itti.

“O Captain! My Captain!” sözleri, Walt Whitman’ın Abraham Lincoln’ün ölümünün ardından yazdığı bir ağıttır (Abraham Lincoln, 1809–1865). Lincoln’ün ‘Özgürlük Bildirgesi’ ayrı bir başlık, köleliğe karşı duruşu başka bir anlatı, iç savaşta yürüttüğü mücadele ise apayrı bir tarihsel olaydır. Tüm bu çabanın sonunda Lincoln, ABD tarihinde suikast sonucu öldürülen ilk başkan olarak da ne yazık ki kayda geçmiştir.

Neden bir kişi ellerindeki ayrıcalıklarla mutlu olma ve sessiz kalma şansı varken başkalarının haksızlığı ile uğraşır, ya da uğraşsın?

Öğretmen John Keating’in dramaturjisine hâkim değilim ama Lincoln’ü anlamak istedim. Önce Lincoln filmini izledim; 2012 yapımı Steven Spielberg yönetiminde çekilmiş bu filmde Abraham Lincoln’ü canlandıran Daniel Day-Lewis’in oyunculuğunu, postürünü, role girişini izlerken ve diksiyonunu dinlerken filmden bir şey anlamam mümkün olmadı, zihnim oyunculuğunu anlamak ile uğraşmak istedi. Arşivlere daldım, hakkında yazılan kitaplara göz gezdirmeye başladım, ve fark ettim ki bu bayağı bir mesai olacak. Ama yine de The Atlantic dergisinin arşivlerine baktım. Dergi yayın hayatına 1857 yılında başladığı için Lincoln’ün başkanlık yolculuğuna da tanıklık etmiş ve söylemeliyim ki arşiv konusunda oldukça iyiler. 

Sorum şuydu bir lider başkasının iyiliği için neden uğraşsın, motivasyonu nedir? Çünkü para ya da başarı değil, daha kapsayıcı bir hale evrilme isteği var. 

Lincoln, annesini erken yaşta kaybetmiş; zor bir çocukluk geçirmiş, sert bir baba figürüyle yolunu bulmak için eğitim hayatına yönelmiş, o döneme göre oldukça uzun boyluymuş (1.93); yüzü uzun ve kemikli, yani akranlarından farklı bir fiziğe sahipmiş. Aldığım izlenim ayrıksı olmak zorunda kalmış, yani öteki olmanın ne demek olduğunu erken yaşta öğrenmiş. 
Lincoln ağır depresyonla ya da o dönemdeki yaygın ismiyle melankoli ile mücadele etmiş. Yakın arkadaşı ve avukatı William Herndon’un şöyle bir notu var: O yürürken üzerinden melankoli damlardı. Gençlik dönemlerinde sıkça kendini öldürmekle ilgili fikirlerinden bahsettiği biliniyor. İntihar Monoloğu adındaki bir isimsiz şiirde ona atfedilir. 

Şunu duymuştum: Politikacılar ve girişimciler genellikle travma yaşamış kişilerdir. Travmalarının katlanarak toplumsal travmaya sebep olan, nesiller boyu aktarımına tanık olduğumuz bir çok siyasetçi saymak mümkün; diğer taraftan, iyileştirmek ve değer yaratmak üzerine çalışan da birçok isim olmuş. Lincoln eksikleri ve yanlışları görüp dönüştürmeyi seçmiş bir karakter. Bu temelde kendi iç yolculuğu ile ilgili ama bu kez iyileşme isteği katlanarak toplumsal bir harekete dönüşmüş. 

Dönüştüğü nokta şu sözüyle başlamış: Kendim olarak kalmam mümkün değil, ya ölmeliyim ya da daha iyi olmalıyım. Lincoln her zaman karşı koyamadığı bir tutku olduğundan bahsetmiş, yaşamasına ve mücadele etmesine sebep olan bir tutku. 

Farklı bir dünya olduğunu bilmenin ve hayal etmenin mücadelesini yaşamış bu insanı tanımak üzere kitaplara geri dönüyorum, size de günümüzde karşılığı olmayan bir lider bırakıyorum. 

John Keating, bir öğretmen olarak, sessiz kalmak yerine eyleme, kabul etmek yerine sorgulamaya inanmıştı ve öğrencilerine bunu aktarmak istedi. Tam da bu sebeple işinden çıkarılmıştı. Ve yine öğrencileri saygılarını göstermek için sıralarının üzerine çıkarak protest bir tavır takınmış, ve bize de hocalarını uğurladıkları o muhteşem sahne kalmıştı. Filmdeki “O Captain! My Captain!” sözü rastlantısal değildir.

O Captain! My Captain! Our fearful trip is done.” diyor Walt Whitman, Abraham Lincoln’e hitaben. Türkçesiyle: “Kaptanım, korku dolu yolculuğumuz bitti.”  

Referanslar: 

(Metinde geçen kişi, olay ve kavramlara dair detaylı bilgiye erişmek için)
The Atlantic – Lincoln’s Great Depression 
IMDB – Lincoln (2012) 
IMDB – Dead Poets Society (1989) 
Goodreads – Team of Rivals 
Goodreads – Lincoln’s Melancholy 
The New Yorker – The Suicide Poem 
The Atlantic – Lincoln’s Great Speech?